Haber

Özdemir sordu, Bakan Özhaseki yanıtladı

Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir’in, Kayseri’nin 2050 yılına kadar iklim değişikliğinden nasıl etkileneceğine ilişkin sorduğu yazılı soruyu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki yanıtladı. Bakanlık, Özdemir’e kötümser senaryoda yağışların yüzde 30-40 azalacağı, sıcaklığın ise 2-2,5 derece artacağı yanıtını verdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye iklim değişikliğinin Kayseri’yi nasıl etkileyeceğini sordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, iklim değişikliğinin Kayseri’de 2050 yılına kadar oluşturabileceği risklere karşı bakanlığın aldığı önlemleri sorduğunda Özdemir’e verdiği yanıt şöyle;

“Bakanlığımız tarafından yürütülen “Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyumun Güçlendirilmesi Eylemi Projesi” kapsamında, ulusal bazda iklim değişikliğinden kaynaklanan tehlike ve risk analizleri mevcut dönem ve gelecek dönemlere yönelik olarak yürütülmektedir. Yapılan analizler sonucunda Türkiye’ye özel çalıştırılan küresel iklim modellerinin çıktıları olan sıcaklık değişimi ve yağış değişimi önümüzdeki döneme ait veriler kullanılarak kuraklık, şiddetli yağış ve sıcak hava dalgası endeksleri analiz edildi. Kayseri İli’nin iklim değişikliğinden kaynaklanan risklere karşı duyarlılığı aşağıda özetlenmiştir.Kayseri İli’nde sıcaklık artışının kötümser senaryosunda, 2041-2060 arasındaki dönemde sıcaklık artışının 2-2,5 derece arasında olacağı öngörülmektedir. kötümser senaryoda 2041-2060 arasındaki dönemde ilin yıllık toplam yağış miktarının yüzde 5-10 oranında azalacağını öngördü.

Kötümser senaryoda, 2041-2060 arasındaki dönemde Kayseri İli’nde kuraklık şiddetinin yüzde 20-40 oranında artacağı öngörülüyor. Kötümser senaryoda, 2041-2060 arasındaki dönemde Kayseri İli’nde şiddetli yağışların görülme sıklığının yüzde 20-40 oranında artacağı öngörülüyor. Kötümser senaryoda, 2041-2060 yılları arasındaki dönemde Kayseri İli’nde sıcak hava dalgası olaylarının sıklığının yüzde 30-40 oranında artacağı öngörülüyor. Bakanlığımız tarafından Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyumun Güçlendirilmesi Eylemi Projesi kapsamında, Türkiye genelinde ve il düzeyinde on bir farklı sektörde (şehir, su kaynakları, tarım, ekosistem, sağlık, enerji, turizm, sanayi, ulaştırma, afet ve sosyal kalkınma). Zafiyet ve risk analizi yapıldı. Türkiye’nin mevcut iklim koşulları tanımlanmış ve gelecek dönemde beklenen değişikliklere ilişkin projeksiyonlar yapılmıştır. Türkiye için zarar görebilirlik ve risk analizi kapsamında tehlike bileşenleri olarak kuraklık, şiddetli yağış, sıcak hava dalgası, orman yangını, soğuk hava dalgası ve kuvvetli rüzgar analizleri yapıldı. Analizler, mevcut 1990-2019 dönemi, 1971-2000 referans dönemi ve 2021-2100 gelecek dönemi için RCP4.5 (iyimser senaryo) ve RCP8.5 (kötümser senaryo) emisyon senaryolarına göre üretildi. Her iki emisyon senaryosu için de 2021-2040 gelecek dönemde Türkiye genelinde ortalama sıcaklık değerlerinde yaklaşık 1,5C’lik bir artış öngörülüyor. Her bölümde farklı maruz kalma, duyarlılık, uyum kapasitesi, zarar görebilirlik, tehlike ve risk haritaları üretildi. Haritalarda gözlemlenen sonuçlar ışığında iller yorumlanarak iklim değişikliğine uyumla ilgili konular tespit edildi. Bu analizler ışığında söz konusu 11 kesim için aynı ilgili kurum ve kuruluşlarla istişare toplantıları yapılmış ve bu aksiyonların izlenmesine yönelik göstergeler belirlenmiştir. Bu kapsamda güncelleme çalışmaları tamamlanmak üzere olup, İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’nın yılsonuna kadar kamuoyuyla paylaşılması planlanmaktadır. Bakanlığımız, yerel çalışmalarla yerel düzeyde uygulama kapasitesini artırarak Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve şehirlerimizi dayanıklı hale getirme çabalarına destek olmayı hedefliyor. Yerel yönetimlerin kentin iklim değişikliğine karşı hassasiyetini analiz etmesi, Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları (YİDEP) hazırlaması ve faaliyetlerini bu çerçevede yürütmesi önemlidir. Bakanlığımız, Yerel İklim Değişikliği Eylem Planının hazırlanmasını ve bu planların bilimsel temelli, karşılaştırılabilir ve izlenebilir olmasını sağlamak amacıyla Yerel İklim Değişikliği Eylem Planının idari ve teknik usullerini ve esaslarını düzenleyen yönetmelik taslağı hazırlıyor. Yönetmelik doğrultusunda 81 ilimizde; İlin sera gazı emisyon envanterini içeren, iklim değişikliğine uyum ve sera gazı azaltım eylemlerini belirleyen bütünsel bir Yerel İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlanması amaçlanıyor. Ayrıca illerde işlevsel bir uygulamanın sağlanması amacıyla Vali onayıyla her ilde kurulacak 11 adet İklim Değişikliği ve Uyum Komisyonu tarafından bu planların onaylanması ve uygulanmasının izlenmesi amaçlanıyor. Tüm bu düzenlemeler İklim Kanunu taslağında yer alıyor.

Ayrıca Bakanlığımızca YİDEP’lerin takibine yönelik geliştirilen “İklim Portalı” altında E-YİDEP sistemi kurulacak. Böylece illerin sera gazı emisyonları ve iklim değişikliği çalışmaları sistematik olarak takip edilecek.

YİDEP Yönetmeliğinin hazırlanmasına paralel olarak yerel yönetimler Bakanlığımız tarafından çeşitli proje ve faaliyetlerle desteklenmektedir. Yerel İklim Değişikliği Eylem Planının hazırlanması ve iklim değişikliği ile mücadele kapasitesinin geliştirilmesine yönelik eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetleri yürütülmekte, eğitim modülleri hazırlanmakta, pilot uygulamalar gerçekleştirilmekte, rehberler ve uygulamayı kolaylaştırıcı dijital sistemler gibi teknik altyapılar gerçekleştirilmektedir. iklim eylemi konusunda yerel karar alma ve uygulama kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılıyor ve çalışmalar yapılıyor. çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin Doğa Bazlı Analizler Kataloğu ve Eşdeğer Katalog bu bağlamda hazırlandı. Ayrıca Avrupa Birliği ile yürütülen projeler kapsamında yerel paydaşlara (belediyeler, STK’lar, üniversiteler vb.) yaklaşık 21 Milyon Euro hibe ile mali destek sağlanmaktadır. Hibe programı kapsamında yerel azaltım ve uyum faaliyetlerine yönelik projeler desteklenmektedir. Uyum alanı için planlanan 6,8 Milyon Euro tutarındaki hibe programına ilişkin değerlendirmeler tamamlandı ve proje sahipleriyle sözleşme imza aşamasına gelindi. 14 milyon Euro tutarındaki yeni hibe programı davetiyesinin yıl sonuna kadar yayınlanması planlanıyor. Öte yandan ulusal ve yerel düzeyde iklim çalışmalarının ana girdisi olan iklim değişikliği projeksiyonları ile zarar görebilirlik ve risk analizine yönelik çalışmalar da başladı. Bu kapsamda Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli 6. Değerlendirme Raporunda yer alan iki iyimser ve kötümser senaryo, Türkiye için 4 km çözünürlükte 6 model için çalıştırılacak ve önümüzdeki 100 yıl için ülkemize özel iklim projeksiyonları oluşturulacak. yıllar. Bu sayede Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığının ve uyum kapasitesinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Günümüz dünyasında iklim değişikliğinin getirdiği aksaklıklar ve çevre sorunları insanların refahında ve alıştıkları kuralların değişmesinde etkili olabilmekte, bu da insanların yerinden edilmesini veya zorunlu göçü artırabilmektedir. Öte yandan, iklim değişikliğinin etkileri çok çeşitlidir ve hem yerinden edilmeyi tetikleyebilir, hem yaşam koşullarını kötüleştirebilir, hem de halihazırda yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü engelleyebilir. Kırsal geçim kaynaklarının sürdürülebilirliği azaldıkça ve afet riski arttıkça kırdan kente göçün giderek artması da olasıdır. İklim değişikliğine bağlı olarak kırsal alanlarda daha sık ve sık yaşanan kuraklıklar, ortalama sıcaklık ve yağış seviyelerindeki değişiklikler geçim kaynakları üzerinde daha fazla strese neden olabilir. “Bu durum sadece ulusal ölçekte değil, dünya çapında üzerinde bilimsel araştırmaların yapıldığı bir konu olarak öne çıkıyor.” – KAYSERİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort